6 Temmuz 2008 Pazar

bayanlar ve baylar gosterimiz baslamak uzeredir yerlerinizi aliniz!


Yengecin Sığınağı

Yengeç hayalci, değişken, kaprisli, sevimli, büyüleyici ve feci sinir bozucudur.
Daldan dala atlar. Aynı anda çok şeye yetişmeye çalışır. Aslında bakmak mı istiyor, görülmek mi, emin değildir. Kendi dünyasını hep yanında dolaştırır. İçe dönük bir salon adamıdır.
Sezgi ve hatıralarıyla ilerler. Denizde yaşayanları yan yan, tatlı suda yaşayanları geri geri yürürler.
Deniz yengecini inceleyelim. Yumuşak görünür. Yengecin içindeki yumuşaklık inkar edilemez, halbuki sert bir kabuğu da vardır. Deliğine çevik hareketlerle kaçar. Yoksa fark edildiği anla, kabuğunu ve deliğini hatırladığı an arasındaki sürede mi yumuşaktır sadece? Yengecin içindeki yumuşaklık çevikliğinde bile görülür. Neyse ki, bu inceleme sona erdiğinde geriye esrarengiz bir şeyler kalacak.
Yengeç her haliyle insana “sindirim”i çağrıştırır. Çok sayıda çenesi sürekli ve tükürük salgılar. Gözlerinizin içine bakarken bile. Ender görülen bir sebatla erittiği her tür atıkla beslenir. Ayaklı bir midedir. Tam bir organik çöp işleme fabrikasıdır. Kabuğu ayrıldıktan sonra bizzat besin haline gelen yengecin ekolojik yararı da ortadadır.
Bazı yengeçler iri olur, biraz bön görünürler, bazıları da çağanoz olur. Çağanoz küçük, ince bir yengeçtir; geri geri de olsa yüzmeyi bilen tek yengeç odur. Yassı arka ayakları dans eder gibi kulaç atmasını sağlar. Çağanoz, Vendèe kıyılarında, yengece çok yakışan balo güzeli adıyla anılır. Provence usulü sotesi pek güzel yenir. (“Provence usulü” Vendèe kıyılarında çok yaygındır. Bu gidişle ismi “Vendèe usulü” olacaktır. Uygarlıklar işte böyle yok olur.)Aslına bakılırsa çağanoz adı da yengece çok yakışır.
Yengecin iç dünyası yoğundur. Biraz da dağınık. Bilinçdışını sağlam zırhlarla korur. Çok sayıda iç çenesi durmadan bilinç öğütüp bilinçdışı üretir. Önüne gelen şeyden bilinçdışı üretir.
Yengeç ayaklarını altına alır,gözlerini kıskaçlarıyla örter,kendine kapanır. Tatlı su yengeci, langust ve ıstakoz, kuyruklarını kıvırıp cenin pozisyonuna geçerler. Anne! Yengeç sık sık anne diye bağırır. Ya özlediğinden, ya da annesinin baskısına dayanamadığından. Bağımsız olmayı şiddetle ister. Ama nazlı nazlı bir kucağa kıvrılmaktan da hoşlanır.

Yengeç geçmişine eğilmez, balıklama dalar. Geleceğe ilişkin projeler yapmaz, geçmişe ilişkin projeler yapar. Zamanını bir şeye adamaya niyetlenirse, “Geçmiş Zaman Peşinde” harcar.

Belirsizlik, en büyüğü sevinçlerin
Yan yana gidiyoruz seninle
Gidişi gibi yengeçlerin
Geriye geriye gerisin geriye
(Apollinaire)

Kendine ve geçmişine kapandıkça, yengeç kabuğunun dışında bir dünya olduğundan şüpheye düşer. “Ben kendi içime bakarım, tek işim kendimledir, durmadan kendimi tartarım, kendimi denetlerim, kendimden hoşlanırım, kendimi sarmalarım” der Montaigne.(İçe bakışındaki bu katılık Satürn’den gelir, çoğu yengecin içe bakışı daha eğlenceli olur.)
Yengecin nevroza, uzun hastalıklara, müphem hastalık belirtilerine, bir türlü bitmeyen tedavilere eğilimli olması anlaşılır bir şeydir.
Yengeç durmadan üretir. Yumurta, laf, mektup, yergi, şiir, roman, yani her cins eser üretir. Yumurtalarının bolluğu son derece gaddar olan doğal ayıklanmadan kaynaklanmaktadır. Biteviye üretimi Ay tarafından desteklenir. Yengecin efendisi Ay, analığın, suyun, kaynaşmanın, kalabalıkların ve serapların gezegenidir. (Efendisi yusyuvarlakken yengecin sahnelediği büyüleyici, biraz da gülünç bale görülmeye değer.)
Yengeç Ay’ı andırır, Ay’a göre huyu suyu değişir. Kah büyücü, kah gözbağcıdır. Serap aynasını hep yanında taşır, evreler geçirir, bir de karanlık yüzü vardır (bu yüz kendisi için bile karanlıktır).
Alçakgönüllülüğü genellikle yapmacıktır. Alaycılıktan hoşlanır – belki de mizah gücünün zayıflığını örtmek için-.Yalnızlığını kalabalığın ortasında yaşar. İşitir, dinlemez. Dinlemeye ihtiyacı yoktur aslında. Etkilere açıktır. Telepatiye, dalga boylarına ve bu gibi doğaüstü olaylara yatkındır. Ama işittiği şeyin farkında mıdır acaba? Yengeç, kendisine cımbızla tutar gibi dikkatli davranılmasını ister. Muzip tabiat ve Zodyak, yengeci iri kıskaçlarla donatmışlardır. Tabiatın ve Zodyak’ın verdiği derslerden yararlanalım. Yengeci cımbızla tutalım. İri kıskaçlarını
hafife almayalım.

p.s: Bu parça Jacques A. Bertrand'ın "Terazinin Hüznü Ve Diğer Burçlar" aldı kitabından alınmıştır.

Hiç yorum yok: